Şizofreni, kişinin duygu, düşünce ve davranışlarında önemli değişikliklere neden olan, belirtileri ve seyri kişiden kişiye değişiklik gösteren, hastaların bir kısmında iyileşmeyle, bir kısmında ise toplumsal ilişkiler ve entellektüel faaliyetlerde önemli kayıplara yol açan bir ruhsal rahatsızlık türüdür. Başlama yaşı genellikle 15-35 yaşları arasındadır.
Şizofreni kendisini insanın dış görünüşünde, konuşmasında, duygularını ifade etmesinde, davranışlarında, düşüncelerinde yaptığı değişiklikler ve bunların toplumsal yansımalarıyla belli eder.
Başlıca belirtiler şu şekilde özetlenebilir:
-Giyim-kuşama özen ve kendine bakım azalabilir, alışılagelmişin dışında giyinme görülebilir.
-Mimikler ve jestlerde azalma, çevrede olup bitenlere karşı ilgisizlik görülebilir. Bazılarında yüz ifadesi donuklaşabilir.
-Bazı hastalarda konuşma bozulur. Dağınık ve muğlak olabilir. Yer yer kopmalar içerir, gereksiz ayrıntılarla doludur, belirli bir mantık örgüsü izlenmez. Bazılarında ise konuşma normal görünümdedir
-İçine kapanma veya yakınlarına bağımlılıkta artma görülebilir. Amaçsız ve anlamsız davranışlar gösterebilirler. Hiç hareket etmeme, devamlı bir noktaya bakarak hiç konuşmama veya saldırgan davranışlar olabilir. Kendi kendine konuşma ve gülme.
-Hastaların çoğunda takip edildiklerini, öldürüleceklerini, aleyhlerinde komplo-tuzak kurulduğunu düşünme ve korkma görülebilir. Bir kısmı kendileriyle ilgili yayın yapıldığı düşüncesiyle çevreden, televizyondan gazetelerden rahatsız olabilirler.
-Kimileri vücudunda değişiklik olduğunu veya bedensiz olduklarını düşünebilirler.
-Bazıları kendileri ile konuşan, kendilerine emreden, hakaret eden, hareketleri hakkında yorum yapan sesler işitebilirler.
-Nadiren de uyanıkken gözlerinin önüne çeşitli görüntüler geldiğini ifade edebilirler.
Her 100 kişiden 1'inde görülebilmektedir.
Biyokimyasal: Sinir aralığındaki ileticilerden bazılarının (özellikle dopamin ve serotonin) etkinliklerinin bozulması.
Genetik: Yakınlarında şizofreni hastası olanlarda şizofreni gelişme olasılığı normal insanlara göre biraz daha fazla olabilir.
Şizofreni tanısıyla tedavi olan kişilerin beşte birinde zaman içinde belirtilerin tamamen ortadan kaybolduğu saptanmıştır. Genel olarak hastalık yok olmaz, ancak hastaların büyük kısmında düzenli ve sürekli ilaç tedavisi ile önemli iyileşmeler elde edilebilir.
Tedavi
Tedavide öncelik ilaç kullanımındadır. Ancak şizofreniyle ilgili bütün sorunların çözümünde ilaç tedavisi tek başına yeterli olmamaktadır. Bu nedenle özellikle toplumsal yaşantıya ait yakınmaların çözümlenmesinde ailenin anlayışlı, destekleyici ve teşvik edici yaklaşımı, hastaya nasıl davranacaklarına dair hekimle işbirliği yapılması son derece önemlidir.
Lütfen, sağlığınız için aşağıdaki tavsiyelere uyunuz.
-İlaçlarınız uyuşturucu değildir, alışkanlık yapmazlar.
-Verilen ilaçlar düzenli olarak alınmalıdır.
-Ağız kuruluğu, kabızlık, yerinde duramama, özellikle yüz ve boyun kaslarında kasılmalar, ellerde titreme, robot gibi olma durumu gibi yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler tehlikeli değildir. Ancak bu durumlarda ilaç kesilmemeli, doktora danışılmalıdır. Hekiminiz doz ayarlaması yaparak ya da yardımcı ilaçlar (Akineton, Dideral gibi) vererek bu yan etkileri en aza indirmelidir.
-Genellikle tedavinin, uzun yıllar aksatılmadan sürdürülmesi önerilir.
-Kontrollere doktorunuzun verdiği randevulara göre gelinmelidir.
-Tedavinin amacı, hastalığı yok etmek değildir; hastalığın belirtilerini gidermektir (hipertansiyon, diyabet, v.b. gibi). Ailenin hastaya karşı tutum ve davranışları, hastalığın seyrini ve tedavisini önemli ölçüde etkilemektedir. Özellikle, hastayı aşırı eleştiren, itici yaklaşımlar ya da tam tersi aşırı, koruyucu, kollayıcı tutum en yanlış davranışlardır. Mümkün olduğunca hastanıza karşı doğal ancak hasta olduğunu da bilerek davranınız.