Şişmanlık, depo yağlarının, yağsız vücut kütlesine oranla normal kabul edilen
değerlerinin üzerine çıkmasıdır.
Şişmanlık bir hastalık olmakla beraber birçok hastalığında oluşumunda rol
almaktadır. Özellikle günümüzde ölüm
oranı en yüksek olan kalp damar hastalığının yanı sıra diyabet, kanser, gut, safra
tası, böbrek ve pankreasta
fonksiyonel bozukluk, karaciğer yağlanması gibi birçok hastalığın başlangıcında da
rol oynar. Şişmanlık
özellikle gençlerde utanç verici bir olay olarak algılandığı için bireyin kendisini
çirkin hissetmesine sebep
olabilir. Yaslılarda ise ağır vücudun taşınması zor olduğu için eklemlerde ağrıların
artmasına yol açar. Son
yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan araştırmalar ekonomik yönden gelişmiş
ülkelerde, şişmanlık ve buna
bağlı olarak hastalıkların sıklığının arttığı belirtilmektedir. Ülkemizde yetiksin
erkek nüfusunun % 26,4'ü
hafif, % 7,6'si ileri derecede şişmandır. Kadınlarda hafif şişmanların oranı % 38,5,
şişman olanları ise %
25,6'dir. Şişmanlık kent nüfusunda köylerden daha yüksektir.
NEDENLERİ
Şişmanlık uzun süren enerji dengesizliği sonucudur. Bunun belli başlı nedenleri 5
grupta toplanabilir;
1. Fazla yeme,
2. Fiziksel hareketlerin azlığı,
3. Psikolojik bozukluklar,
4. Metabolik ve hormonal bozukluklar
5. Bazı ilaçlar (Örn; antidepresanlar, glikokortikoitler)
ŞİŞMANLIĞIN ÖNLENMESİ
Genellikle şişmanlamak kolay, zayıflamak ise güçtür. Bu nedenle şişmanlığın
tedavisinden önce, önlenmesi
doğrudur. Şişmanlığın önlenmesinde en önemli husus küçük yastan itibaren enerji
dengesine uygun bir diyetin
uygulanmasıdır. Bu ise bireyin besinlerin enerji değerleri ile enerji harcaması
konusunda bilinçli olması ve
enerji dengesine uygun beslenme alışkanlığı kazanması ile olur.
Şişmanlığın tedavisinde en çok uygulanan yöntemler;
1. Diyet tedavisi,
2. Fiziksel aktivitelerin arttırılması,
3. İlaç tedavisi,
4. Cerrahi tedavi,
5. Akupunktur,
6. Hipnoz,
7. Davranış Terapisi'dir.
Bunların içerisinde diyet ve fiziksel aktivitenin bir diyetisyen kontrolünde beraber
uygulanması şişmanlığın
tedavisinde en iyi sonucu veren uygulama olarak görülmektedir. Günümüzde şişmanlık
ülkemizde de özellikle masa
başı islerde çalışan insanlarımızın en büyük sorunudur. Bu nedenle zayıflama sektörü
özellikle İstanbul, İzmir
ve Ankara gibi büyük illerimizde oldukça rağbet görmektedir. Birçok özel zayıflama
merkezleri kurulmuş ve
çeşitli yöntemlerle kişileri zayıflattıklarını ileri sürmüşlerdir. Bu yöntemler
arasında diyet dışında birçok
yöntem ileri sürülmüş ancak bu konuda basarîli olamamışlardır. Özellikle zayıflarken
en önemli konulardan biri
de, kişilerin sağlıklarını yitirmemelerini sağlamaktır. Özellikle piyasada bulunan
zayıflama ilaçları, çeşitli
rejimler,(İsveç diyeti, Ait ferce diyeti, Atkinson diyeti gibi) ve diyetisyen
unvanını kullanarak bu isi yapmaya
çalışan kişilerin, insanlar üzerinde onarılması güç sorunlara yol açtıkları yapılan
araştırmalarda
kanıtlanmıştır. Şişmanlığın tedavisi, zayıflama ve koruma olmak üzere iki bölümde
ele alınmalıdır. Ancak bu
yöntemle sağlıklı kalıcı bir kilo kaybına ulaşılabilir. Şişmanlığın tedavisi sonucu
olarak şu söylenebilir;
Diyetisyen kontrolünde uygulanan diyet programlarının dışında, hiçbir yöntem, ilaç,
makine veya piyasada
özellikle dergilerde yer alan sihirli diyetlerin bilimsel yönü bulunmamaktadır. Ve
bu yöntemler ani zayıflamayla
beraber ölüme kadar götürebilecek insan organizmasında onarılması güç sağlık
sorunlarına neden olabilmektedir.
Bu nedenle kilo vermek isteyen kişiler kesinlikle bir diyetisyen kontrolünde kilo
vermeli ve diğer yöntemlere
başvurmamalıdır.
Günümüzde birçok oran, ağırlık ve boya dayalı olarak şişmanlık durumunun
saptanmasında kullanılmaktadır.
İçlerinde kullanılan en geçerli oran BKI (Beden Kitle İndeksi)'dır. Buna göre; KI =
Ağırlık (kg) oranı < 20
ise zayıf
Boy (m)2 20-24,9 ise normal
25-29,9 ise hafif şişman (toplu)
30-39,9 ise şişman
>40 ise ağır veya morbid şişmanlıktır.
İdeal BKI erkekler için 22, kadınlar için 21'dir. Menopoz sonrası ise ideal BKI
25'dir. Bu değerler 19 yas üstü
için geçerlidir. Ancak; ağırlığı oluşturan kas-kemik yapısı kişiden kişiye
değiştiğinden, BKI hesaplaması sadece
fikir vermesi açısından önemlidir.
İdeal kiloya ulaştıktan sonra kilo koruma dönemi, yine diyetisyenin gözetimi altında
yapılan diyet
programlarının uygulanması ile olur. Koruma dönemi kilo verme döneminden daha da
önemlidir diyebiliriz.
Diyetisyen, koruma döneminde kaloriyi biraz daha arttıracak ve kilonun koruma
düzenini sağlayacaktır. Artık daha
çeşitli yiyecekler farklı miktarlarda yenmeye başlanacaktır. Bu dönemde diyetisyenin
önerileri ile birlikte,
kişiye bir ömür boyu sürdürebileceği beslenme alışkanlığı kazandırılır.
Diyet yaparken en önemli şeylerden biri de kişiye hareket etme alışkanlığı
kazandırılmasıdır. Bu hem diyet
sırasında hem de diyet sonrasında önemlidir.
Mucize diyetler hızla kilo verdiren ancak verdirirken sadece yağdan kaybetmenize neden olmayan kas ve su kitlesinden de kaybetmenize neden olan sağlıksız diyetlerdir. Bu diyetler uzun süre yapıldığında vücut elindeki yağı enerji kaynağı olarak tutarak dışarıdan aldığı az miktardaki karbonhidrat ve proteini yağa çevirerek enerji olarak kullanır. Bunun sonucunda ise sağlıksız zayıflamaktan dolayı özellikle kalp rahatsızlıkları olmak üzere vitamin yetersizliklerinden oluşan rahatsızlıklar, halsizlik yapmakta hatta ani ölümle sonuçlanacak durumlar oluşabilir.